Bitkiler fotosentezi kullanarak, yaprakta gerek duydukları malzemeleri doğrudan ya da dolaylı olarak hücre içinde üretirler. Ancak üretilen malzemenin bir kısmının hücreden dışarıya taşınarak başka yerlerde (örneğin kökte, gövdede) kullanılması gerekir.
Bu moleküllerin hücre dışına çıkabilmesi için kısa moleküller halinde üretilmesi gerekir ki hücre duvarından geçebilsin.
Büyük moleküller geçemez. Yağ molekülleri bunlardan biridir. Fotosentez yapan hücrelerde yağlar küçük moleküller halinde sentezlenir.
Ancak dünyadaki yağların biri hariç hapsi tohum yağıdır. Yani yaprak hücresi içinde sentezlenmiş yağ molekülü yaprağın dışındaki tohumun içine taşınmak durumundadır.
Ayçiçeği, mısır, susam, ceviz, badem, fındık ve benzerleri bu durumdadır. Böylece yaprak hücresi içinde sentezlenmiş yağ molekülleri hücre zarından geçebilmek için küçük boyutlarda sentezlenmek zorundadır. ,
Küçük boylu olarak hücreden çıkarılır ve tohumun içine yerleştirilir.
Ancak bir sorun vardır. Küçük moleküllü yağ moleküllerinin uçları kısalığından dolayı daha çok sayıda olacaktır. Bu da oksijen hücumuna yani oksitlenmeye dirençsizlik demektir.
Eğer bu haliyle depolanırsa tohumdaki (çekirdekteki) yağ kısa zamanda oksitlenerek bozulur, acılaşır. Doğa bu kusuru gidermek için küçük çekirdek içine girdikten sonra molekülleri birbirine bağlayarak uç sayısını azaltmaya girişir.
İşte tohumların kurutulması bu birleşmeyi daha hızlı sağlamak içindir. Böylece tohumların içindeki yağın acıması geciktirilir ve bir anlamda raf ömrü uzatılır. Bilinen tohum yağlarının hepsinde durum böyledir.
Bunun sağlık açısından yorumu nedir?
Damarlarımızın için endotel denen son derece kaygan bir örtü ile kaplanmıştır. Bu örtüye yapışacak her şey damar sistemine ve dolayısıyla dolaşım sistemine zarar verir (iç yağ yeme, sigara içme de başka zararlılardır biridir).
Çekirdek yağını yediğimizde moleküllerin büyük olmasından dolayı yağ moleküllerinin damar çeperine yapışması ve akışta gösterilen direnç artar. Sonuç çeşitli damar hastalıkları ve dolaşım bozuklukları ortaya çıkar.
Bir yağ çeşidi vardır ki; çekirdek yağı değil meyve yağıdır. Yani zeytinyağı zeytinin çekirdeğinden değil çevresini saran meyvesinden elde edilir.
Böylece yağ moleküllerinin boyu büyümeden kullanılma fırsatı elde edilir. Böyle bir yağın damar çeperine yapışma ya tıkama şansı çok küçüktür ya da duruma göre hiç yoktur. Hatta daha önce yapışmış yağ moleküllerini yerinden sökerek damarları daha sağlıklı hale getirme özelliği olabilir.
Bu nedenle ZEYTİN YAĞI DÜNYANIN EN SAĞLIKLI YAĞIDIR, HATTA BİR SAĞLIK İLACIDIR.
Aslında zeytin ağaçları ve bahçeleri birer sağlık merkezi olarak bilinmeli ve geleceğimiz için “koşullar ne olursa olsun” korunmalıdır.
Oransal olarak: